Sarı kantaron (Hypericum androsaemum), Yeni Zelanda’da bulunan oldukça yaygın bir çalılıktır. Yeni Zelanda’da 1920’li yıllara kadar bu yabani sarı kantaron otu fark edilmemiştir, fakat Hilgendorf 1937 yılında bu otu ilk defa tanımlamıştır. Bitkinin, sadece Taumarunui’de 1500 hektarın üzerindeki rakımlarda % 60’ın üzerinde alanı kapladığı düşünülürse yaygın bir bitki olduğunu söylemek mümkün olacaktır.
Sarı kantaron, Hypericaceae familyasının bir üyesidir. Ilıman ve subtropikal bölgelerde yaklaşık 400 tür içeren Hypericum cinsine aittir. Sarı kantaron, istilacı lifli kökleri ile 1.5 m boyunda, yarı odunsu, yarı-dökmeyen, tüysüz çok yıllık küçük bir çalıdır. Çoğunlukla çekici büyük sarı çiçekleri ile tanınmakta olup, bunu siyah renkte olgunlaşan kırmızı meyveler izlemektedir.
Her iki çiçek ve meyve de yılbaşından önce çıkar, bu yüzden bitki bazen bahçıvanlar tarafından “Yılbaşı meyvesi” olarak anılır. Yapraklar tam karşıt çiftlerde, sapsız, geniş oval, bütün ve en fazla 10 cm uzunluğunda 5 cm genişliğindedir. Bunlar hoş kokulu, mavimsi yeşil, sonbaharda kırmızıya dönüşen yapraklardır. Sapları yarı-odunsu, sırtlı ve çoğunlukla kırmızımsıdır. Çiçekler 25 mm çapında, sarı renkte, beş yapraklıdır.
Sarı kantaron yağı faydaları hakkında birçok bilimsel ve klinik çalışma sonucunda elde edilen bulgular olsa da, Türk Gıda Kodeksi Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği kapsamında herhangi bir açıklama olmaması sebebi ile sarı kantaron yağı faydalarından bahsetmek mümkün değildir.
Sarı kantaron bitkisi 2 ila 8 çiçekli düz tepeli çiçek salkımlarından oluşur. Bitkiler genellikle Kasım’dan Şubat’a kadar çiçek açar. Meyveleri, yaklaşık 1 cm çapında yuvarlak yeşil meyveler, etli kırmızımsı renkte olgunlaşır, koyu kırmızımsı mor meyveleri vardır ve bunların suyu siyahtır. Tohumlar silindirik veya kavisli, 0.9-1.0 mm uzunluğundadır. Sarı kantaron, nemli ve sıcak ılıman bölgelerde, yılda 750 mm’den fazla yağış alan yerlerde yetişmektedir.
Sarı kantaron yağı, hem sarı kantaron bitkisi hem de zeytinyağı içerebilir. Antik çağlardan beri kullanılan bu yağ, 2-3 yıl tazeliğini ve etkinliğini korur.
Sarı kantaron çiçeği yumuşak bir şekilde ezilir ve çiçeklerini güneşli bir havada toplamak gerekir. Toplanan ve ezilmiş çiçeklerin üzerine biraz zeytinyağı eklenir. Hazırlanan bu karışım, kapağının bir hafta kadar açık olması şartıyla zaman zaman karıştırılarak güneşte tutulur. Ardından kapağın açık olması koşuluyla yaklaşık bir ay boyunca tekrar tekrar karıştırılarak güneşte tutulmalıdır. Bu sürenin sonunda bir tülbent ile yağ süzülür. Artık yağın soğuk bir ortamda ve koyu bir şişede saklanması gerekir. Zeytinyağı yerine keten tohumu yağı da kullanılabilir. Hazırlanan yağ uygun koşullarda tutulduğunda, etkisini kaybetmeden 2-3 yıl boyunca dayanabilir. “Sarı kantaron çayı nasıl yapılır?” sorusunun cevabı şudur; sarı kantaron çayı bitkinin kurutulmuş yaprakların su eklenip demlenerek hazırlanmasıyla elde edilmektedir.