Kısaca Keto diyeti olarak da anılan ketojenik diyet, son zamanların en popüler beslenme biçimlerinden biri. Ketojenik diyet, vücudun enerji kaynağını şekerden yağa çevirmesini sağlayarak hızlı kilo verdiriyor ve hastalıklara iyi geliyor. Aynı zamanda fiziki ve zihinsel performansı arttırıyor.
Mucize gibi değil mi? Aslında buradaki mucize, diyetin kendisinden çok bedenin hayatta kalma mekanizmasının mükemmelliğinden kaynaklı.
Çoğu insanın metabolizması, temel enerji kaynağı olarak glikoz kullanır. Glikoz, karbonhidrat ve şekerden elde edilir ve bedenin en kolay enerjiye dönüştürdüğü besin maddesidir. Fakat glikoz vücuttaki insülin seviyesini de arttırdığı için açlığa pek çare olmaz. Karbonhidrat kaynaklı beslendiğimizde kısa sürede acıkıyor olmamızın sebebi insülin seviyesinin artması ve kandaki şeker dengesinin oynamasıdır.
Kısa sürede açlık hissettiğimiz vakit elimiz yeniden atıştırmalıklara gittiğinde bu kez gereğinden fazla glikoz almış oluruz. Bu durumda glikoz fazlası bedende yağ olarak depolanır. Yani karbonhidratların fazlası kolayca göbek ve basen yağları olarak bize geri döner.
Ketojenik diyet işte bu döngüyü değiştirerek bedenin enerji kaynağı olarak glikoz yerine yağ kullanmasını sağlıyor. Ketojenik diyetin diğer yöntemlerden farkı, sağlıklı yağların bolca tüketilmesi. Proteini de aşırı değil kararında tüketmek gerekiyor. Karbonhidrat ise yok denilecek kadar az.
Nasıl çalışıyor?
Ketojenik diyet, yukarıda bahsettiğimiz gibi bedenin hayatta kalma mekanizmasının bir parçası. İnsanın susuzluğa sadece birkaç gün dayanabilirken açlığa haftalarca dayanabildiğini hepimiz biliyoruz. Beden, belirli süre boyunca alıştığı ve ihtiyaç duyduğu glikoza erişemeyince, enerji kaynağı olarak biriktirdiği yağlara yöneliyor. İşte bu duruma ‘ketosis’ deniyor. Ketosis durumuna geçen bedende karaciğer tarafından keton maddesi üretilmeye başlanıyor ve bu glikozun yerini alıyor.
Madem öyle, beden neden hep keton üretmiyor ve daha sağlıklı olmuyoruz diye düşünebilirsin. Ağırlıklı karbonhidrat tüketildiğinde beden açlık çekmediği için yağları depo olarak biriktirmeye başlıyor. Çünkü her zaman için aç kalma ihtimali var. Yağları ketosis moduna geçene kadar saklıyor ki gerektiğinde hayatta kalabilsin. Karbonhidrat bol olduğunda yani sürekli insülin salgılandığında yağ hücrelerinin kana karışması engelleniyor ve yağlar bu sayede yakılmak yerine depolanabiliyor.
Vücudun hayatta kalması gerektiğinde fiziki ve zihinsel performansın önemi daha da artar. Bu bilginin DNA’mızda binlerce, hatta milyonlarca yıldır saklandığını unutmamak gerekiyor. İnsanlık olarak sürekli yemek kaynağına sahip olmak, evrim süreci düşünüldüğünde göreceli olarak çok yeni bir durum. Açlık moduna geçildiğinde yeniden yiyecek bulabilmek için hem fiziki olarak daha üstün hem de zihinsel olarak daha keskin olmak gerekiyor. İşte ketosis modu hayatta kalmayı kolaylaştırmak adına bize bu imkanı sağlıyor. Şimdi ketojenik diyetin en belirgin faydalarına bir göz atalım.
Kısa sürede kilo vermek isteyenler için ketojenik diyet en etkili çözümlerden biri. Ketosis moduna geçen beden enerji kaynağı olarak yağları kullandığı için istenmeyen yağ fazlalıkları kısa sürede yakılmaya başlanıyor. Yağları depolayan insülin hormonu daha az salgılandığı için yağ hücreleri karaciğere ulaşmaya başlıyor ve ketonlara dönüştürülüyor. Yani beden, etkili bir yağ yakma makinesine dönüşüyor.
Metabolizmanın insülin hormonunu kontrol edememeye başlaması maalesef pek çok insan için diyabet yani şeker hastalığı anlamına geliyor. Keto kan şekeri seviyesini doğal olarak düşürdüğü için beden gereğinden fazla glikoz üretmiyor. Böylece kan şekeri dengeleniyor. Fakat her tip şeker/diyabet hastasının keto diyeti uygulamadan önce mutlaka doktoruna danışması gerekiyor.
Karbonhidrat fazlası, insan zihnini en çok bulandıran şeylerden biri. Bunun sağlıklı düşünme kapasiteni ne kadar etkilediğini ancak azalttığın zaman fark ediyorsun. Hamur işlerine gömüldüğünde kendini halsiz hissettmen, kafanı toparlayamaman bundan kaynaklanıyor. Keto diyeti yaptığında zihinsel performansının arttığını hissetmen en başta ketonların beyin için çok iyi bir yakıt olmasından kaynaklanıyor. Avokado gibi sağlıklı yağ asitleri içeren besinlerin beyne iyi gelmesi de aynı sebepten kaynaklanıyor. Pek çok insan ketojenik diyetin sırf zihinsel performansı arttırdığı için tercih ediyor.
Ketojenik diyetinin enerji kaynağını şekerden yağa değiştirdiğini söylemiştik… Keto aynı zamanda enerji verimliliğini de arttırıyor. Beden, enerji kaynağı olarak şeker kullandığında glikozun fazlası yağa dönüşüyor ve artık enerji olarak kullanılamıyor. Bu durumda vücudun hemen yeniden enerjiye ihtiyacı doğuyor ve yorgunluk hissi baş gösteriyor. Karbonhidratlar kan şekerini yükseltiyor ve buna bağlı olarak şekerin düştüğü zaman halsiz kalıyorsun. Ketojenik beslenme yapıldığında, vücutta sürekli bulunan yağlar kullanıldığı için enerji daha dengeli ve sürdürülebilir bir kaynaktan gelmiş oluyor. Böylece kendini daha uzun süre enerjik hissediyorsun.
Karbonhidrat tükettiğinde kendini kısa sürede acıkmış hissedersin. Kan şekerin hızla yükselir ve glikozun tükendiğinde ya da yağa dönüştüğünde yeniden acıkıverirsin. Sağlıklı yağlar ise doğal olarak daha fazla doygunluk hissi verir ve bedenin acıkmadan uzun süre dayanmasını sağlar. Böylece ani kazınma hissi yaşamazsın ve iştahını daha kolay kontrol edebilirsin.
Önemli: Keto diyetinin pek çok faydası bulunuyor fakat yine de herkese göre bir diyet değil. Örneğin şekeri düşük olanlara önerilmiyor. Zayıf ve vücudunda yeterine yağ bulunmayanlarda halsizliğe yol açabiliyor. Diyabet hastalarının mutlaka doktorlarına danışması gerekiyor. Anoreksiya gibi yeme bozukluğu olanlar, ekstra proteine ihtiyaç duyanlar, böbrek ve karaciğer yetmezliği olanlar ketojenik diyetten uzak durmalı. Vücudun alışık olduğu sistemi değiştirdiği için ketoya başlamadan önce mutlaka doktoruna danışmanda fayda var.
Şimdi ketojenik diyet nasıl yapılır ve ketojenik diyet menüsünde neler olmalı konularına geçiyoruz…
Pek çok diyette olduğu gibi keto diyetinde de istediğin her şeyi yiyemiyorsun. Fakat özellikle karbonhidratlar konusunda keto oldukça sıkı. Vücudunun ketosis moduna girebilmesi için karbonhidratı neredeyse tamamen kesmen gerekiyor.
Karbonhidrat ise yalnızca hamur işleri gibi sağlıksız gıdalarda değil, bazı çok sağlıklı gıdalarda da yer alıyor. İşte ketoyu diğerlerine göre bir parça daha zorlu kılan tarafı bu. Ancak bedenin bir kez keto moduna geçince karbonhidrat pek aramamaya başladığın için işin kolaylaşıyor. Keto demek başta biraz sabır ve daha çok kararlılık demek.
Keto yaparken tahıl (ekmek, makarna, kahvaltı gevrekleri), nişasta (patates, fasulye, baklagiller) ve meyveleri hayatından çıkarıyorsun.
Kontrollü tüketildiği müddetçe avokado ve böğürtlengiller gibi istisnalar var.
Bir diyetin temel enerji kaynağı olan besin gruplarına makro diyoruz.
Ketojenik diyet yüksek yağ bazlı bir beslenme biçimi olduğu için günlük kalorilerinin çoğu yağlardan gelecek.
Makro değerlerini, yani alacağın kalorileri %70 Yağ, %25 Protein, %5 Karbonhidrat olarak düşünebilirsin.
Ketoya başladığında ne olursa olsun günlük net karbonhidrat oranın 20 gramı geçmemeli.
Besinlerin etiketlerine baktığında göreceğin değerler ketojenik diyette biraz farklı hesaplanıyor. Etiketlerde yazan toplam karbonhidrat değeri lifleri de içerdiği için sen hesaplarken aşağıdaki formülü kullanabilirsin:
Total Karbonhidrat — Lifler = Net Karbonhidrat
Liflerin kan şekerine bir etkisi olmadığı için sıfır karb sayılıyor. Unutma ki keto diyetinde kan şekerini kontrol etmek kilit önem taşıyor. İnsülin, yağların karaciğere girmesini engellediği için şeker yükseldikçe vücut keto modundan çıkıyor.
Keto diyeti tariflerini ve başlarken nasıl bir yol izleyeceğini kendi alışkanlıklarına göre seçmende fayda var. Bunun için interneti iyice araştırıp bolca farklı seçenek bulabilirsin. Genel hatlarıyla bilmen gerekenler:
Keto diyeti bolca hesaplama gerektiren ve karmaşık bir sistem gibi görünse de işin kolay yolları var. En başta kendine bir makro tablosu yapıp, hangi yiyeceklerin sana faydalı olduğunu ve hangilerinden uzak durman gerektiğini bilirsen, bu tabloya bakıp günlük ve haftalık öğünlerini planlayabilirsin.
Keyif alacağın yiyecekler hazırlamayı unutma, hiçbir diyet yemek yemekten soğuyarak uzun süre sürdürülemez…
Ketosis diyeti uygularken bedeninin bir an önce ketosis moduna geçmesi şart olmasa da pek çok insan için bu önemli bir kilometre taşı sayılıyor.
Aşağıdaki adımlar ketosis moduna geçmen için kolaylaştırıcı olacak:
Vücudunun ketosise geçtiğini anlamanın çeşitli yolları var. Eczanelerde satılan keton şeritlerini kullanmak bunun bir yolu. Ayrıca internetten de sipariş edebilirsin. Keton stribi olarak geçiyorlar. Kan şekerini takip etmek de bunun farklı bir yolu. Keton şeritleri ketosis moduna geçtiğini söylemiyor fakat idrarındaki keton miktarının artışını göstererek fikir veriyorlar. Doğal yoldan gözetleyebileceğin semptomlar da var:
İdrar sıklığı: Vücudun enerji kaynağı olarak kullandığı ketonlar, başta asetoasetat gibi keton bünyelerinden oluşurlar. Bunların fazlası vücuttan idrar yoluyla atılır. Bu sebeple idrara çıkma sıklığı artar.
Ağız kuruluğu: Bedeninden sıvı atımı sıklaştıkça ağız kuruluğu daha fazla yaşamaya başlarsın. Aynı zamanda bedeninin elektrolit ihtiyacı duyduğu anlamına gelir. Elektrolitler kalp damar sağlığı için çok önemlidir. Turşu gibi tuzlu şeyler yemek, aşırıya kaçılmadığı müddetçe bu ihtiyacı dengeleyebilir. Himalaya tuzu gibi sağlıklı tuzlar tüketerek ve potasyum, magnezyum takviyesiyle elektoritleri dengeleyebilirsin.
Nefes kokusu: Aseton nefes yoluyla bedenden atılan bir keton tipidir. Yani ağzın aseton gibi kokarsa sebebi tam olarak bu. Fakat bir süre sonra geçiyor, merak etme.
Azalan açlık hissi ve artan enerji: İşte ketosisin en efsanevi göstergesi. Eskisi kadar sık acıkmadığı farkedeceksin ve yediğin yemekler sana daha uzun süre yetecek. Çünkü daha fazla enerjin olacak.
Bizden uyarı, keton seviyeni sürekli ölçmek gibi bir çılgınlığa kapılma. Neyi nasıl yapacağını çözmeye başladıktan sonra bedensel farkındalığını arttırarak keto moduna geçtiğini rahatça anlayabilirsin.
Her zaman enerji dolu ve sağlıklı bir sürmeni yaşam dileriz!