Lökosit, hayati bir role sahip birçok beyaz kan hücresinin birleşimidir ve en temel görevi enfeksiyonlarla savaşarak vücut sağlığını korumaya yardımcı olmaktır. İdrarda lökosit (WBC) yüksekliği, bağışıklık sisteminin bir enfeksiyonu yok etmeye çalıştığını gösterebilir. En yaygın nedenleri idrar yolu enfeksiyonları ya da böbrek taşlarıdır. Öte yandan başka bir hastalığın belirtisi de olabilir. Ayrıca yoğun stres, aşırı egzersiz, hamilelik ve sigara içmek de yüksek lökosit oranlarına neden olabilir. Lökosit yüksekliğinin nedeni enfeksiyon ise genellikle antibiyotik tedavisi uygulanır. Ancak başka bir hastalıktan kaynaklanıyorsa hastalığa göre tedavi yöntemlerine karar verilir.
Lökosit, beyaz kan hücreleridir; bağışıklık sisteminin önemli bir bölümünü oluşturur ve kemik iliğinde üretilirler. WBC olarak ta isimlendirilen lökositler, dolaşım sistemiyle vücudun her yerine ulaşır ve başta lenf sistemine bağlı timus bezi, dalak, lenf bezleri olmak üzere diğer vücut dokularında gerektiğinde kullanılmak üzere depolanırlar. Sağlıklı insanlar normalde 100 milyar kan hücresi üretirler. Bu miktar ırklara göre farklılık gösterebilir.
Lökositler vücudu yabancı maddelere, mikroplara ve bulaşıcı hastalıklara karşı korumaya ve bunlardan kaynaklanabilen enfeksiyonlarla mücadele etmeye yardımcı olurlar. Bağışıklık sisteminin kalesi olan lökosit, bu temel görevini, farklı sorumluluklara sahip birçok beyaz kan hücresiyle birlikte gerçekleştirir.
Lökositte birçok farklı göreve sahip beyaz kan hücreleri bulunur. Bunlardan 5 ana tür şunlardır:
Lökosit standart normal değer aralığı şunlardır:
Bu normal değer aralıkları, her laboratuvar farklı kan testi ölçüm teknikleri kullanabildiğinden değişiklikler gösterebilir. Ayrıca yaş, cinsiyet ve genetik miras gibi etkenler de değerlerde değişikliklere neden olabilir. Çok az veya fazla beyaz kan hücresi genellikle vücuttaki bir soruna işaret eder.
Lökositin normal değerlerinde gün boyu dalgalanmalar oluşabilir; örneğin egzersiz sırasında yüksek ve dinlenirken daha düşük değerlere ulaşabilir.
Tam kan hücresi (CBC) testinin içerdiği beyaz kan hücresi (WBC) sayımıyla lökosit miktarı ölçülür. Kanda farklı oranlarda bulunan lökosit türlerinin oranı bazen sağlıklı aralıktan düşebilir veya yükselebilir. Bu durum altta yatan bir soruna işaret edebildiğinden WBC sayımıyla vücuttaki gizli enfeksiyonlar, romatoid artrit gibi otoimmün hastalıklar, bağışıklık sistemi bozuklukları ve kan hastalıkları tespit edilebilir.
Normalde idrarda düşük seviyelerde lökosit bulunur. Ancak yüksek lökosit seviyeleri bir enfeksiyonun veya altta yatan başka inflamatuar tıbbi sorunların belirtisi olabilir. En yaygın nedenler şunlardır:
Ayrıca prostat, mesane veya böbrek kanseri gibi bazı kanserler, orak hücreli anemi gibi kan hastalıkları, bazı ağrı kesici ilaçlar ile interstisyel sistit (ağrılı mesane sendromu) idrarda lökosit yüksekliğine yol açabilir.
İdrardaki normal lökosit değer aralığı kandan daha düşüktür ve (wbc/hpf) 0-5 WBC arasında olabilir.
Lökositoz, kandaki lökosit miktarının anormal artmasıdır. Yetişkinlerde lökosit miktarı 11.000 üzeri ise lökositoz teşhisi konulur. Genellikle bağışıklık sisteminin hastalık ya da durumlara karşı verdiği yanıttır. Bu hastalık ya da durumlardan en yaygın olanları şunlardır:
Bazen, lökosit yüksekliğinin tam bir nedeni olmayabilir. Buna hipereozinofilik sendrom denilir. Kalp, akciğer, karaciğer, deri ve sinir sistemine zarar vermek gibi ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Başlıca belirtileri; kilo kaybı, ateş, gece terlemeleri, yorgunluk, öksürme, göğüs ağrısı, karın ağrısı deri döküntüsü, ağrı, zayıflık, zihin bulanıklığı ve komadır.
Eğer lökositozunuz stresle veya bir ilaca karşı reaksiyonla ilişkili ise hiçbir semptomunuz olmayabilir.
Lökositoz tedavisi, bu duruma sebep olan rahatsızlığa göre belirlenir:
Bebeklerde normal değerlerin (30.000) üstünde lökosit miktarı görülmesinin başlıca nedeni idrar yolu enfeksiyonudur. Bu bakteriyal enfeksiyonun yaklaşık yarısı akut plelonefrit şeklinde böbreklerde gelişir ve bu organda kalıcı hasar oluşturma riski çok yüksektir. Ayrıca enfeksiyon kontrol altına alınmayıp ilerlerse böbreklerin fonksiyonlarında bozulmaya ve yüksek tansiyona neden olabilir. Hastalığın erken teşhisiyle bu riskler ortadan kaldırılabilir.