İdrar yaparken yanma şeklinde ifade edilen rahatsızlık, kişinin idrar yapma sırasında ya da sonrasında hissettiği acı ve yanma hissidir. İdrar yolu enfeksiyonunun en sık belirtisidir. İdrar yolu enfeksiyonu genellikle E.Coli bakterisinin neden olduğu, idrar yolundan mesaneye kadar bakterinin yayılması ile ilgili enfeksiyondur.
Enfeksiyon sadece mesanede görülürse sistit, üst idrar yollarına doğru yayılırsa “piyelonefrit” adı verilir. İdrar yolu enfeksiyonlarında idrar yaparken yanma şikayetinin yanında hastada sık idrara çıkma isteği, idrarın tam yapılamadığı hissi, karnın alt kısmında ağrı, bulanık ve ağır kokulu idrar gibi şikayetler de eşlik edebilir.
İlk aşamada istenecek tetkik “tam idrar tahlili” dir. Kanama böbrek hastalığı kaynaklıysa bu tetkikte durum saptanır. Kan hücreleri incelenerek kanamanın idrar yolunun hangi bölgesinden kaynaklandığı bulunabilir. İkinci tetkik; idrar kültürü yapılmasıdır. İdrarda bakteri üremesi durumuna göre enfeksiyon tanısı konur ve antibiyotik tedavisine başlanır. İdrarda sitolojik inceleme ise kanser şüphesinde yapılır. İdrar tahlili sonrasında sıklıkla kan testleri ile de böbrek fonksiyonları kontrol edilir.
Ultrasonografi ile böbrek ve idrar yollarında taş veya kitle yönünden araştırma yapılabilir. Röntgen çekilerek de taş araştırması yapılır. Bilgisayarlı tomografi ile böbrek ve idrar yolunun iç ve dış yapısını detaylı incelemek ve hastada taş olup olmadığını araştırmak mümkündür.
İdrar torbası sistoskopi denilen tetkik ile incelenebilir. Sistoskopi aynı zamanda, dış idrar yolunu (üretra) inceleyen tek yöntemdir.
İdrar yolu enfeksiyonu idrar yolunun herhangi bir bölümünü etkileyen bir enfeksiyondur. Mikroorganizma idrarın içinde çoğalırsa idrar yolu enfeksiyonu meydana gelir.
Yakınma ve bulgular: Basit sistitte (hafif enfeksiyon) görülebilenler;
• İdrar yaparken yanma ve ağrı,
• Sık idrara gitme isteği,
• Karın alt bölgesinde ağrı,
• Bulanık ve kötü kokulu idrar,… şeklinde özetlenebilir. Bazen hiç yakınma olmayabilir.
Enfeksiyon böbreklere ulaşırsa;
• Ateş-titreme
• Bulantı-kusma,
• Bel-böğür boşluğunda ağrı,
• Halsizlik ve genel durum bozukluğu,… gibi yakınmalar da eklenir.
İdrar yolu enfeksiyonların en yaygını sistit olarak da ifade edilen mesane enfeksiyonudur.
Sistitin en önemli bulguları idrar yaparken yanma, sık idrara çıkma ve idrara sıkışmadır. Hastalar idrara sıkışmayı “çok fazla idrarım geldiğini hissederek tuvalete koşuyorum ama damla damla az bir idrar yapabiliyorum” şeklinde ifade ederler.
İdrar yolu enfeksiyonlarından böbrek enfeksiyonu (piyelonefrit) olarak isimlendirilir. Pyelonefrit sistitten daha ciddi bir durumdur, en önemli bulguları ateş, üşüme, titreme ve yan ağrısıdır. Bu tabloya sistitteki bulgular da eşlik edebilir. Sistit erken dönemde tedavi edilmez ise pyelonefrite ilerleyebilir. Genel olarak, idrar yolu enfeksiyonları gecikmeden müdahale edilirse kolayca ve hızla tedavi edilebilir.
Özellikle kadınlarda görülen tekrarlayan sistit atakları hastaları mutsuz edebilmektedir. Uygun tanı ve önleyici tedaviler ile bu ataklar engellenebilmekte ve gereksiz antibiyotik kullanımı ve sağlık harcamaları azaltılabilmektedir.
Uzun süreli sonda takılı olan hastalarda idrar kültürlerinde üreme olması sık görülen bir durumdur. Bu hastaların bazılarında tedavi gerekirken diğerlerinde tedavi gerekmemektedir. Yaygın olarak yapılan yanlış bir uygulama idrar kültürlerinde üreme olan hastaların hepsine tedavi verilmesidir. Bu tedavileri takiben idrar kültürlerinde tekrar üreme olması yaygındır. Tekrarlanan tedaviler sonucunda dirençli bakteriler ile enfeksiyonlar gelişmekte ve bu durum tedavi güçlüğü yaratmaktadır. Bu hastaların ayrıntılı olarak değerlendirilmesi sonucunda tedavi uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmelidir.
İdrar kültüründe üreme olması daima tedavi gerektiren bir durum değildir. Normal şartlarda yaşlılarda, diabetik kişilerde ve huzur evi sakinleri gibi bazı bireylerde idrar kültüründe üreme olması sık görülen bir durumdur. Bazı kriterler sağlanmadıkça bu kişilere antibiyotik tedavisi uygulanması doğru değildir. Bu kişilerde sıklıkla antibiyotik tedavisi sonrası idrar kültürlerinde tekrar üreme olmaktadır.
Erkeklerde idrar yolu enfeksiyonu olması normalde beklenen bir durum değildir. Bu kişiler mutlaka prostat, idrar yollarında taş vb altta yatan hastalıklar açısından incelenmelidir. Bu kişilerin gerekli incelemer yapılmadan sadece antibiyotik ile tedavi edilmeleri doğru değildir.
Tek başına TİT de lökosit veya bakteri görülmesi tedavi gerektiren bir durum değildir. Hasta incelenmeli ve bazı kriterler söz konusu ise hastaya tedavi verilmelidir.
Şeker hastaları her türlü enfeksiyona, ve idrar yolu enfeksiyonuna daha yatkındır.
• Bağışıklık sistemleri daha zayıftır
• İdrardaki yüksek şeker miktarı bakteri üremesini kolaylaştırır
Şeker hastalarında idrar yolu enfeksiyonu kan şekerinin düzenlenmesini bozar, daha çok insülin ve ilaç ihtiyacı oluşur. Bu nedenle erken ve doğru tedavi çok önemlidir.
Gebelerde idrar akımında bozulma, kısmen idrar yolu tıkanıklığı oluşur. Bu durum en belirgin olarak 5.-7. aylarda görülür.
Sıklıkla iki nedene bağlıdır:
• Hormonların etkisiyle üreter (idrar yolu) hareketleri yavaşlar,
• Uterus basısı nedeniyle idrar yolunda kısmen tıkanıklık oluşur.
Gebelikte idrar yolu enfeksiyonu erken doğuma yol açabilir, dikkatle tedavi edilmelidir.
Estrojen hormonunun idrar yolu üzerinde koruyucu etkileri vardır. Menopozda estrojen seviyesi hızla düşer. Düşük estrojen nedeniyle vagina ve üretrada bakteri yaşaması kolaylaşır. Menopozun üzerinden uzun yıllar geçince vaginal kuruluk başlar, idrar yolları da esnekliğini-elastikliğini kaybeder ve yüzeyden salınan koruyucu salgılar azalır. Bu durumlarda bazen kısa süreli lokal estrojen tedavisi gerekebilir.
Bebeklerde;
• Nedeni açıklanamayan ateş,
• İdrarda değişik koku,
• İştahsızlık-kusma,
• Huzursuzluk-mızmızlanma,… akla idrar yolu enfeksiyonunu getirmelidir.
İlk 10 yaşta çocukların yaklaşık %1 ila 3’ü idrar yolu enfeksiyonu geçirir. Kız çocuklarında bu olasılık erkeklere göre 3 kat fazladır.
İdrarını uzun süre tutarak bekleten çocuklarda enfeksiyon riski artar.
Bazı çocuklarda görülen doğuştan yapısal bozukluklar, tıkanıklık veya reflü gibi nedenlerle idrar yolu enfeksiyonu olasılığı artar. Bu çocuklarda erken tanı ve doğru tedavi zamanında yapılmazsa, ilerde böbrek yetmezliğine yol açabilir.
Bazen yaşlılarda klasik yakınmalar olmayabilir. Ajitasyon, deliryum, davranış değişiklikleri gibi sıradışı davranışlar yegane bulgu olabilir.
Geç farkedildiğinde hızla sepsis ve hayati tehlike gelişebilir.
Uygulanabilecek bazı tedbirler, idrar yolu enfeksiyonu olasılığını önemli ölçüde azaltabilir.
• Bol sıvı içmek ve düzenli idrar yapmak
• Banyo, deniz, havuz sonrası idrar yapmak
• Sex öncesi ve sonrası idrar yapmak
• Vagina ağzı temizliğini önden arkaya yapmak
• Kadın hijyen spraylerinden kaçınmak
• Banyo yerine duşu tercih etmek (kadınlar için)
• İdrarı 4-6 saatten fazla bekletmemek,… gibi tedbirler sayılabilir.
Yabanmersini (cranberry) idrar yolu enfeksiyonlarından korunmada faydalı olabilir, ancak tedavi edemez. E.Coli isimli bakterinin mesane duvarına yapışmasını önlemeye yardımcıdır. Genç-orta yaş kadınlarda daha etkilidir.
Deniz-havuz aktivitelerinin yoğun olduğu yaz günlerinde sık görülen idrar yolu enfeksiyonlarından korunma tedbirleri alınarak daha konforlu yaşam sağlanabilir.
İdrar yaparken yanma şeklinde ifade edilen rahatsızlık, kişinin idrar yapma sırasında ya da sonrasında hissettiği acı ve yanma hissidir. İdrar yolu enfeksiyonunun en sık belirtisidir. İdrar yolu enfeksiyonu genellikle E.Coli bakterisinin neden olduğu, idrar yolundan mesaneye kadar bakterinin yayılması ile ilgili enfeksiyondur.
Enfeksiyon sadece mesanede görülürse sistit, üst idrar yollarına doğru yayılırsa “piyelonefrit” adı verilir. İdrar yolu enfeksiyonlarında idrar yaparken yanma şikayetinin yanında hastada sık idrara çıkma isteği, idrarın tam yapılamadığı hissi, karnın alt kısmında ağrı, bulanık ve ağır kokulu idrar gibi şikayetler de eşlik edebilir.
İlk aşamada istenecek tetkik “tam idrar tahlili” dir. Kanama böbrek hastalığı kaynaklıysa bu tetkikte durum saptanır. Kan hücreleri incelenerek kanamanın idrar yolunun hangi bölgesinden kaynaklandığı bulunabilir. İkinci tetkik; idrar kültürü yapılmasıdır. İdrarda bakteri üremesi durumuna göre enfeksiyon tanısı konur ve antibiyotik tedavisine başlanır. İdrarda sitolojik inceleme ise kanser şüphesinde yapılır. İdrar tahlili sonrasında sıklıkla kan testleri ile de böbrek fonksiyonları kontrol edilir.
Ultrasonografi ile böbrek ve idrar yollarında taş veya kitle yönünden araştırma yapılabilir. Röntgen çekilerek de taş araştırması yapılır. Bilgisayarlı tomografi ile böbrek ve idrar yolunun iç ve dış yapısını detaylı incelemek ve hastada taş olup olmadığını araştırmak mümkündür.
İdrar torbası sistoskopi denilen tetkik ile incelenebilir. Sistoskopi aynı zamanda, dış idrar yolunu (üretra) inceleyen tek yöntemdir.