Tomografi cihazlarının gelişmesiyle ve tomografiyi hastalıkların tanısında daha sık kullanmaya başladıkça akciğerlerde daha çok “nodül” görmeye başladık. Nodülleri saptamak kolaylaştı ama bunların önemli mi, önemsiz mi, kötü huylu mu, iyi huylu mu olduğuna karar vermek halen çok zor.

Akciğer tomografilerinin yaklaşık %30’unda bir veya birden fazla nodül saptama olasılığı vardır. Böyle bir nodül görüldüğünde Göğüs Hastalıkları Uzmanı nasıl karar verir? Öncelikle görülen nodülün boyutu çok önemlidir. 3 mm ve altında boyuttaki nodüllerin kansere bağlı olma ihtimali sadece %0,2 iken, 8-20 mm arasındakilerde %18, 20 mm den fazla olanlarda ise %64’den fazladır.

Saptanan bir nodülün eski tomografilerdeki boyutuna göre %25 den fazla artış göstermesi de kanser riskinin yüksek olduğuna işaret eder. Bu yüzden elde eski tomografiler varsa mutlaka karşılaştırma yapılmalıdır.

Boyutundan sonra nodülün cidarının düzgün olup olmadığına bakmak gerekir. Cidarı düzensiz olan nodüllerin kanser riski 5 kat fazladır.

Nodülün kireç içermesi çoğunlukla iyi huylu olduğu anlamına gelir.

Başlıca bu özelliklerine bakarak Göğüs hastalıkları uzmanı görülen nodülün kanser riskini tayin eder. Buna göre de hastanın tomografi ile takip edilmesi mi gerekli, yoksa biyopsiye mi gönderilmesi gerekli bunun kararını verir. Bu karar hasta adına hayati olabilir. Göğüs Hastalıkları hekimi konusunda ne kadar tecrübeli ise bu kararın doğru olma ihtimali o kadar fazla olacaktır. Yine de sayılan özelliklerin sadece ihtimali olduğunu her zaman için düşük ihtimalli durumlarla da karşılaşılabileceğini unutmamak gerekir.